Osmanlı’da ilk bombalı terör eylemi bilinen aksine Yıldız Suikastı değil “Selanik Bombalama Eylemleri’dir.” Avrupa’nın ilk politik terör örgütü sayılan VMRO komitacılarının Osmanlı’ya karşı anarşist hareketini içeren şaşırtıcı ve küçük bir yazı;

VMRO komitacılarının amacı Osmanlı’nın bu bölgede nüfuzunun olmadığı intibahını yaratarak bölgeye Avrupalı devletlerin müdahalesini çekmektir.
Şehrin her tarafını hedef alan; bütün yabancı sermaye sahipleri, yabancı gazeteci ve yabancı diplomatların dikkatini çekecek şekilde sinsice hazırlanan plan dahilinde bombalama eylemleri yapılmıştır.
Kendilerini “Gemiciler” olarak adlandırılan bu 15 kişilik komitacı grubu, silahlı eylemlerini dağlardan şehre indirmiştir. Çoğu öğrencilerden oluşan bu grubun yaşları 18-25 arası değişmekteydi.

Selanik’teki en dikkat çeken eylem Osmanlı Bankası’nın havaya uçurulmasıdır. Marko Boşnikov tarafından bankanın karşısında kiralanan bir ticarethaneye sütçü dükkanı imajı vererek üç ay boyunca bu dükkandan bankaya doğru tünel kazılmıştır.

Tünelden çıkan topraklar ise süt güğümleri içinde
eşekler vasıtasıyla taşınmaktaydı. Fotoğraf: Osmanlı Bankası’nın altına kazılan
tünel;

Selanik demiryolu hattı Milan Arsov önderliğinde 3 komitacı tarafından bombalandı. Böylece bir liman şehri olan Selanik’in demir yolu taşımacılığı sekteye uğradı.

Kirkov isimli komitacı şehrin su ve gaz deposunu bombalayarak Selanik’in ışıksız kalmasını sağladı. Böylece diğer bombalama eylemleri şehrin karanlığından faydalanılarak daha rahat gerçekleşecekti.
Şehir karanlığından faydalanan Kirkov, hemen ikinci eylemini gerçekleştirir. İkinci hedefi ise Grand Hotel’dir. Şehre gelen tüccarların, yabancı gazetecilerin ve Avrupalı devlet elçilerinin konakladığı bu hoteli hedef olarak seçmesinin sebebi hotelin misafirlerinden aşikardır.
Hızını alamayan Kirkov’un bir sonraki hedefi ise şehrin haberleşmesidir. Selanik Telgrafhanesine giren Kirkov, Türk askerinin uyanıklığıyla elindeki bombayı patlatamadan alnının ortasına yediği kurşunla olduğu yerde öldürülür.
Artık şehirde bazı işlerin ters gittiğinin idarî ve askerî erkân farkındadır. Tedbirler hemen alınır. Her yerde komitacılar aranmaya başlar. Bütün stratejik kurumlara askeri sevkıyat yapılır. Tedbirler arttırılır.

Bu tedbirler altında tophaneyi havaya uçurmak isteyen Vladimir Pingov tophaneye girer girmez kurşun yağmuruna tutulur. İlya Troçkov, Yordan Popyardanov yanlarında önemli miktarda bomba bulundurmaktaydı.
Ellerindeki bu bombaları kaldıkları evin balkonun sağa sola fırlatmaya başladılar. Bu olay karşısında Selanik halkı şaşkındı. Ne olduğunu anlayamamıştı. Hemen olay mahalline gelen Osmanlı askerlerinin bulundukları yere attıkları bombalar çok şükür ki zayiat verdirmemişti.
Her tarafın Osmanlı askeriyle dolduğunu gören Troçkov ve Popyardanov esir düşmemek için ellerinde kalan son bombayla kendilerini öldürürler. Dimitar Meçev isimli komitacı da elinde bulunan bombaları sokağa atarken, kalender bir Osmanlı zabitinin kurşunuyla öldürülür.
Yorgi Boğdanov ise dönemin toplanma yeri olan bütün Selanik elitlerinin sık sık uğradığı Yanya Kahvesi’ni bombalar. Gelelim Osmanlı bankasına ve altına kazılan tünele.
Osmanlı Bankası’nın altından kazılan tünel lağım yollarıyla keşismişti. Tünel kazma işlemi esnasında seslerden ürken fareler Osmanlı Bankası’nın hemen yanındaki Kolombo Hoteli basmıştı. Kazılan tünel aynı zamanda Osmanlı Bankasının köşesinde çökme oluşturdu.
Banka yetkilileri çökmeyi, hotel yetkililerinin lağım yollarındaki problemi araştırmaya çalışması komitacıları tedirgin etti. Kazdıkları tünel tam Osmanlı Bankası’nın altına gelemeden dinamitler yerleştirildi.
Sonuç ise şöyle;

Dinamitler arası kablo bağlantısının kopması bütün
dinamitlerin infilak etmesini önler. Ancak yine de Fransız sermayeli Osmanlı
Bankası zarar görecektir.
Geriye tek bir eylemleri kalacaktır. En fazla can kaybına sebep olacak bir
eylem. Osmanlı’nın da en fazla güven kaybına uğradığı eylem.
Selanik, limanı vasıtasıyla Ege’nin Balkanlar’a açılan kapısıydı. Ticaretin can
damarıydı. Nitekim Pavel Şatev’in Fransız “Guveldelgivir” isimli
İstanbul-Selanik yolcu gemisine yaptığı bombalı eylem bütün sermaye sahiplerini
bu limandan epey bir zaman uzak tutacaktır.
Yanında getirdiği 11 kilo dinamiti sigarasıyla yakarak Selanik Limanı’ndan yeni
açılan bu gemiyi patlatır. Patlamadan sonra limandan ve sahilden gelen küçük
tekneler sağ kalanları kurtarmıştır;

Pavel Şatev’de mağdur görüntüsüyle kurtulanlar
arasındadır ama onun suçlu olduğu kısa sürede anlaşılacaktır. Bu geminin ve
bankanın bütün zararları Osmanlı sermayesinden karşılanmıştır.
Gelelim yakalanan komitacıların yargılanmalarına. Mahkeme esnasında bütün
komitacılara idam kararı verilir. Fakat II. Abdülhamit bu cezaları ömür boyu
hapse çevirir ve Libya’ya sürgüne gönderilirler.

İşin tuhaf tarafı gemiciler isimli bu terör grubunun
bugün Makedonya’da kahraman olarak anılmasıdır. Üsküp’te ve Veles’te Gemiciler
anıtı bulunmaktadır. Görsel: Üsküp’teki Gemiciler Anıtı;

Veles’teki anıt;

Veles’teki anıtta yapılan bürokratik ve askeri anma
töreni;

Makedonya’ya turist olarak gidip özellikle Üsküp’te
gördüğünüz her heykelin ve anıtın önünde fotoğraf çekilmeyin derim. O
heykellerin çoğununun asıl vermek istediği mesaj Türk düşmanlığıdır. Örneğin
Türklerle girdiği müsademede öldürülen Dame Gruev’in Üsküp’teki heykeli;

